İnsanlar olarak, açık havada olmak için doğal bir arzumuz var çünkü doğa bizi mutlu ediyor. Ama her zaman doğada olamıyoruz peki doğada olamayacaksak, neden onu iç mekanlara getirmiyoruz? Hayatımızın %90’ından fazlasını binalarda ve arabalarda geçiriyoruz ve binaların sağlığımızı olumlu veya olumsuz yönde etkileme konusunda benzersiz bir yeteneği var. Etrafımızdaki binalar fazla kişisel değilse mevsimsel duygu durum bozukluğuna neden olabilir ve bu biz kullanıcılar için hiç iyi değil. Neyse ki, ahşap var.
Günümüzün çoğunu ise iş yerinde ofislerde geçirmekteyiz yapılan araştırmalara göre ahşap iç mekanlara sahip ofisler aynı zamanda yenilik, enerji ve konfor duygularını taşırken, ahşapsız ofisler kişisellikten uzak ve rahatsız olma hislerini aktarmakta. Ahşabın biyofilik özellikleri vardır, bizi dış mekanlara bağlar ve doğa ile etkileşime girme konusundaki doğuştan gelen arzumuza doğrudan hitap eder.
Konu çocuklara geldiğinde ise teknoloji çağı ile çocuklar; dış mekanda vakit geçirip doğada oynamak yerine evlerinde olmayı tercih ediyor. Bu da ahşabı neden iç mekana taşımamız gerektiğini gösteren durumlardan yalnızca bir tanesidir. Çünkü ahşabı iç mekanlara getirmek, çocuklar içeride olsa bile, dış mekanın faydalarından bazılarını en azından geri almanın bir yoludur bu sayede çocuklara daha sağlıklı, daha mutlu bir ortam sağlayabiliriz.
Yapılan tüm araştırmalar ahşabın onarıcı etkilere sahip olduğunu gösteriyor. Bunun nedeninin ahşabın doğa ve dış mekan ile olan ilişkisi olduğu aşikar. Yani, dışarıdakileri içeriye getirmek bize çok fayda sağlayabilir. İç mekanda ahşap malzemeleri daha fazla kullanarak bu iyileştirici gücün olumlu ve sağlıklı etkilerini siz de yakalayın!


